24 Ağustos 2012
Sayı: SİKB 2012/01 (34)

 Kızıl Bayrak'tan
Kürt halkına yönelik kirli savaş tırmandırılıyor
Savaş tanrılarının barışını istemiyoruz!
BDSP’den Antep açıklaması
Sendikal ihaneti parçalama görevi
Devlet terörüne geçit vermeyelim!
Blokaj eylemine özel güvenlik terörü
Kiğılı direnişçisi Didem Sorhun ile konuştuk
Micha, Türk Metal ihanetiyle son buldu
Metal İşçileri Birliği’nden açıklama
Deri-İş Sendikası ve DDSB’nin Trexta örgütlenmesindeki
Ali Bayram ile Trexta ve yaşanan süreç üzerine
Barış sorunu - V. I. Lenin
1 Eylül Dünya Barış Günü!
Grev katliamının arkasında sömürü cehennemi var!
Güney Afrika polisi katletti!.
“Barometre fırtınayı gösteriyor!”
İşçiler hakları için eylemde!
Havayolu çalışanlarının grev sınavı
İşçilerden dinliyoruz: 16 ton
4+4+4 gerici eğitim sistemi
Hacıbektaş şenliklerinin gösterdikleri
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...




İşçi sınıfı ve emekçilere yönelik kapsamlı saldırıların gündemde olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bunun karşısında sendikal bürokrasi cephesinden yansıyanlar, yeni bir ihanet süreci işletildiğinin izlerini taşıyor. Tüm bu gelişmeler bir arada ele alındığında sınıfa dönük devrimci müdahalenin yakıcılığı ve sendikal bürokrasiye karşı mücadelenin önemi her geçen gün daha da artıyor. Bu mücadele her tür ve düzeydeki bürokratik sendikal anlayış ve pratiği kapsamak durumundadır.

Bu bilinçle hareket eden sınıf devrimcilerinin yürüttüğü siyasal sınıf faaliyetine ve deneyimlerine gazetemizin bu sayısında geniş bir yer ayırmış bulunuyoruz. Bu çerçevede, Trakya BDSP’nin çağrısıyla geçtiğimiz günlerde Çorlu’da gerçekleştirilen işçi toplantısının sonuçlarını ve Deri-İş eski Çorlu temsilcisi Ali Bayram’la yapılan röportajı okurlarımıza sunuyoruz. Deri-İş bünyesinde yaşanan sorunlara açıklık getirmesi ve deneyim sunması bakımından yapılan bu değerlendirme ve röportajın işlevsel olduğunu düşünüyoruz.

***

Sınıf cephesinden yansıyan bir başka olgu ise halihazırda devam eden lokal işçi direnişleridir. Bugün İstanbul, İzmir gibi kentlerde azımsanamayacak sayıda işçi direnişi gündemdedir ve her geçen gün bu direnişlere bir yenisi eklenmektedir. Gelinen aşamada çeşitli mevzilere dağılmış tekil direnişlerin birleşik bir mücadele hattına kavuşturulması sınıf devrimcilerinin önünde duran bir başka sorumluluk alanına işaret etmektedir.

***

Kürt hareketinin Şemdinli çıkışı ve sonrasında yaşanan gelişmeler siyasal gündemdeki ağırlığını korumaya devam ediyor. Kürt halkının direnişi ve iradesi karşısında bozguna uğrayan Türk sermaye devleti gemi azıya almış, her türlü kirli savaş uygulamasını devreye sokmuştu. Gelinen yerde Antep’te patlatılan bombanın ardından Kürt halkına yönelik ırkçı-şoven saldırganlık çok daha boyutlandırılmış durumda. Türk sermaye devleti, bu provokatif saldırı üzerinden bir taraftan Kürt düşmanlığı çizgisinde kara propaganda yürütüyor, faşist çeteleri kışkırtarak sokağa salıyor, BDP binalarını yağmalatıyor, öte taraftan saldırıyı Baas rejimiyle ilişkilendirerek Suriye’ye yönelik emperyalist müdahaleye meşruluk zemini yaratmaya çalışıyor.

2012 1 Eylülü’ne tam da bu siyasal atmosfer üzerinden giriyoruz. Bir yanda sınıfa dönük kapsamlı yıkım saldırıları öte yanda emperyalist savaş ve saldırganlık... Kürt halkına dayatılan imha-inkar politikaları... Sınıf devrimcileri olarak 1 Eylül’e yönelik hazırlıklarımızı bu gündemler üzerinden ele almalı, “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” ekseninde sınıf ve emekçi kitleleri mücadeleye seferber etmek için çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız.